Hi Guys,
I am so sorry for continue writing my strories as Turkish for a while now. My turkish followers asking me why I have stopped writing turkish. So maybe I'll be try it to organize one week English as well next week Turkish. I hope you can understand it and stand by following me..
But if you want to become this story specifically as English please contact me as e-mail or you can reach me by instagram @ozznar
@: oz.narman@gmail.com / Instagram : @ozznar
xoxo
ö.N
HADİ! SADECE DENE / (COME ON! .. JUST TRY IT)
Bir "arkadaşım" (o kendisini bilecek bunu okuyunca eminim) kendisine gündelik yaşadıklarımı anlatınca nasıl bu kadar şeyi aynı gün içerisinde yaşayabiliyorsun diye sordu. Sanıyorum pek inanamıyor anlattıklarıma :))) .. Güldüm. Ama ne yapayım, hepsi beni buluyor, çekiyorum resmen!
Mıknatıs misali yani.
Eminim oda benim gibi bir sürü şey yaşıyordur aslında, hatta belki benden daha fazlasını. Ama bunun ne ile ilintili olduğunu anlatmadan önce idi bu sohbet..Umarım yaptığım açıklamadan memnun kalmıştır. Veya şimdi şu an daha iyi kavrayacaktır. ;)
Sorum geliyor hazır mısınız... : Cevaplamadan önce sımsıkı düşünmenizi istiyorum sizden.
Siz bakanlardan mısınız yoksa görenlerden mi ?
Önce bunun ayrımını yapabilmek gerek sanırım. Ayırımı nasıl mı yapılır peki?
İnsan içine karışarak.
Çok seviyorum gözlemlemeyi ; beni takip edenler bilir. Bakışlarla veya davranışlarıyla içinde bulunduğu durumu / duyguyu / konumu KILÇIKSIZ anlatabilenler vardır bu hayatta. Bir bakışı ile duygusunu yaşatabilen; bir duruşu ile sıkıntısını - mutluluğunu ifade edebilenlerdir onlar. Ama istem dışıdır o halleri. Ve anlıktır. İnsan kalabalığının içinde kaybolarak belli olmayacaklarını, kimsenin kendilerini fark etmeyeceğine inananlardır onlar.
Gerek zengin gerek fakir; gerek ünlü gerekse hiç kimse olarak sınıflandırılan insanlar bunlar, bulundukları konumları hiç farketmez. Siz görmeyi becerebiliyorsanız onların hepsini net / çıplak bir şekilde görebilirsiniz. Onu gördüğünüz zaman aslında hikayesinin tamamını bilmenize gerek kalmaz. Birşeyler ya yolundadır yada değildir (%50-50 olasılık hesabı) İşte tamda o noktada bir yeteğinizin daha olması büyük önem taşıyacaktır, iletişim beceriniz. Her konumda her insanla iletişim kurabiliyorsanız, görebilme yeteneğizi %100 pekiştirmiş olursunuz. Karşı taraf size istediği kadar "hikaye" yazsın veya konuları çarpıtsın. Gören kişi bir resim karesi içindeki bir çift gözün anlattıklarına inanacaktır. Aşağı yukarı tahmin edecektir ve o tahmin kıyısından köşesinden, bazende tam kalbinden tutacaktır. Sezilerinin gücü ve iletişiminin evrensel boyutta sınırsız olması onu karşı konulamaz bir hale getirir. Etrafında bunu bilen insanlar onunla konuşma ihtiyacı duyar ; fikir sorma ihtiyacı hissederler. Çünkü sezileri ve iletişimden doğan çıkarımlarla ileriyi / geleceği doğru tahmin ederler. Ve birçok insandan "sen söylemiştin.." yada "haklıymışsın.." gibi yorumlarla karşılaşır. Çok iyi bir dinleyici olması, satır aralarını okuyabilmesi ayrı meziyetleridir.
Etrafınızda bu tip insanlar varsa sakın harcamayın. Çünkü GÖREN insanlara paragraf niteliğinde kendinizi ifade etmenize gerek kalmaz. Bir bakış.. yetecektir onlara. Ve o bakışın altında yatan her ne ise objektif kalarak, çözüm için alternatifler sunarak ele alınabilir onun tarafından.
Bazen bir bakış altında yatana bir bakışla cevap vererek susmayı tercih edecektir ki, sizinde tam olarak zaten ona ihtiyacınızın olduğunu sezinlemiştir zaten.
GÖRMEK bir MEZİYETTİR.
Ama bu denemeyin yapamazsınız anlamına gelmez ;)
E hadi o zaman.. sadece bir deneyin.
Sevgiler
ö.N